Hikayesi olan insanları severim ben. İyi ya da kötü bir hikayesi varsa, bana göre doludur o insan. Örnek olur, ders alınır. Aynı Canan Tan’ın ‘’kelepçe’’ kitabındaki Beyza gibi, Sultan gibi, İlknur gibi, Gonca gibi, Yeter gibi… kimi hırsızlıktan, kimi uyuşturucudan, bir kısmı da cinayetten hüküm giyiyor. Erkekler kadınları planlı bir şekilde öldürürken ‘’namusumu temizledim, töre cinayeti, gözünün üzerinde kaşın var..’’ kadınlarsa genelde bıçak kemiğe dayanmadan cinayet işlemiyor. Ya dayak yediğinden, ya fuhuşa zorlandığından, ya da tecavüzden kaçmak için. Ülkemde iyi halli tecavüzcü, tahrik eden kadınlar olmuş. Ve müebbet verilmiş. Bazılarımıza yargı değil, kocalar müebbet vermiş. Kişi kendinden bilir işi diye...
Bir-beş yaş grubu hepimizin de bildiği gibi oyun çocuğudur. Değişmeye başlayan bir birey olarak yeme alışkanlıkları da anne ve babanın beslenme alışkanlıklarından etkilenerek şekillenmeye başlar. Bu demektir ki biz anne ve babaların bu noktada büyük sorumlulukları bulunmakta. A.Ç-Bu dönemde çocuklarımızda sıklıkla karşılaştığımız sorunlar nelerdir? "Çocuğum hiçbir şey yemiyor" diyen anneleri duyar gibiyim. Öncelikle kabul etmeniz gereken bir nokta var. Çocuğunuzun büyüme ve gelişmesi normal ve yeme alışkanlıkları sağlık sorunlarına neden olmuyorsa bazen öğün atlasa bile sorun yoktur. Çocuğunuz da ayrı bir birey ve iştah zaman içinde değişebilir. Ne yapmalı/ne yapmamalıyız? Çocuk seviyor diye sık sık aynı besinleri pişirmeyin. Renk, koku,...
‘’Lütfen sadece çocuğuma ne demem gerektiğini söyleyin bana!’’ Çocuk gelişimi uzmanı ve çok satan ‘’çocuk eğitimi’’ kitaplarının yazarı Betsy Brown Braun, meslek hayatı boyunca kendisine danışılan ebeveynlerin yinelediği bu ricadan yola çıkarak yazıyor bu kitabı. Çocuklarının vıdı vıdıları ve öfke krizleri karşısında paniğe kapılan ebeveynler,’zor’ durumlarla baş edebilmenin ipuçlarını bu kitapta bulacaklar. İşte,ebeveynlik yolculuğunuzda başucu kitabınız olacak ‘’neyi nasıl söylemeli’’nin başlıklarından bazıları; Çocuklarla iletişimin 4 yolu Kardeşler arası rekabet ve kavgalar Yemek seçen çocuklar ve abur cubur alışkanlığı Burun karıştırma, geğirme ve gaz çıkarmayla başa çıkmak Ciddi hastalıklar hakkında konuşmak Ölümü öğrenmek Boşanmayı anlatmak Doğal afetler, terörizm ve savaş hakkındaki...
Arabanızla büyük ve kalabalık bir şehrin sokaklarında seyahat ettiğinizi, daha önce hiç gitmediğiniz bir adresi bulmaya çalıştığınızı, ancak kavşaklarda ve dönemeçlerde hiç levha bulunmadığını düşünün. Aradığınız adresi bulmak için kimbilir kaç kez yanlış yola girer, kaç kez kaza atlatırsınız. Doğru ve kabul edilebilir davranışları öğrenmeye çalışan çocuklar için de durum aynıdır. Koyduğunuz sınırlar yol gösteren levhalar gibidir. Sınırlar sanıldığı gibi çocukların haklarını kısıtlamak, onlara baskı uygulamak değildir. Sınırlar çocuklara korundukları güvende oldukları ve değer verdikleri duygusu kazandırır. Aile içi kurallara uymalarını, işbirliği yapmalarını, otoriteye saygı duymalarını sağlar. Sorumluluk kazandırır. Sınırlar, onaylanan davranışları tanımlayan, çocuğa hatalı davranışlarını düzeltme fırsatı veren eğitici...
Çocuk eğitimi, çocuğu ceza ve mükafat ile ‘’adam etmek’’ değil, onun dostluğunu kazanabilme becerisidir. Bu beceriyi elde edebilen yetişkinlerdir çocuklarını eğitebilenler… Çocuk, baskı ve zorlamalar ile sindirildikçe değil, ebeveynine güvenle tutunabildikçe kişiliğini geliştirir. Çıktığı günden bu yana 100 binin üzerinde okura ulaşan bu kitap, ‘’korkmayan çocuk iyidir’’ sözünden cesaret alan yetişkinlerin çocuğa dost olma hilayesine dönüştü. Bir çok anne baba, çocuklarıyla dost olmanın verdiği keyifle, birbirlerine ‘’gel sende çocukla çocuk ol’’ diye seslendi. Bir ‘’çocuk dostu’’ hikayesi yayıldı ülkemizde… Bu eserde Pedagog Adem Güneş, çocuğun anne karnında başlayan yaşam serüvenini ergenlik sonuna kadar ele alıyor. Çocuk eğitimine dair ‘’doğru bilinen...
Anne baba olmak dünyanın en zor mesleğidir. Bu nedenle, iş birliğinin hakim olduğu bir atmosfer yaratmak, tüm aile için şifalıdır. Yalvarıyor bağırıp çağırıyor ya da azarlayıp gerektiğinde cezalandırıyorsunuz ama çocuğunuz yine de size meydan mı oluyor? Kendinizi çaresiz hissedip sinir krizinin eşiğine geldiğiniz anlar oluyor mu? Çocuk,ev-iş derken koşuşturmaktan bitap düşüp kendinize zaman ayıramıyor musunuz? Paniklemeyin; Çocuğunuzla İşbirliği Yapın imdadınıza yetişiyor. Çünkü Çocuklarınızla daha etkili bir iletişim kurmanıza yardımcı oluyor, Sevgi dolu ve destekleyici bir tutumla çocuklarınızı disipline etmeyi ve kötü davranışlarının nasıl sonlanacağını, onlara anlatmayı öğretiyor, Öfkenizi nasıl dindirebileceğinizi ya da kontrol edebileceğinizi ve nasıl soğukkanlı kalabileceğinizin pratik yollarını...
25.09.2014 08:00 Merakla, heyecanla, umutla, sabırla, sancıyla beklenen bir avuç beden, minicik bir kalp. İçim içime sığmıyor, saat yaklaştıkça endişeyle karışık heyecan tüylerimi ürpertiyor. 9 ay küçücük bir ekrandan izledim seni. Yanıbaşımdan ayırmadım görüntünü. Kucağıma alacağım anı bana bakışını, gözlerinin rengini, saçını, sesini, elini bir yana kokunu merak ettim. Tam 9 ay önce Allah’a emanet ettim seni , sonra senden bana haberler getiren, senden sonra beni her görüşte heyecanlandıran doktorum sevgili Funda Öztürk’e…. Benimle olduğun, seni herşeyden koruyabildiğim son dakikalarım. Bugün benim ANNELİK TELAŞLARIM var. ‘’koşma terlersin’’ diyeceğim günlerin telaşı. Doğuma dakikalar kala bugün benim donuk bakışlarım ve mutluluk gözyaşlarım...
Doğum yaklaştıkça insanda büyük bir heyecan oluyor. O heyecanı katlayan ve insana yüzünde tebessümler ettiren başka bir etken de doğuma hazırlık aşaması… Daha önceki yazılarımda da mutlaka vurgulamışımdır, ben herşeyi son aya bıraktım. Çoğu anne adayının erken aylarda ilk hazırlığı doğum çantası oluyor. Ama ben doğum çantamı doğuma 2 hafta kala hazırladım. Önce benden tecrübeli annelerden fikir aldım. Sonra interneti biraz kurcaladım. Ama yine kendi bildiğimi yaptım. Hatta doğum çantasıyla ilgili bazı blog yazılarını şaşkınlıkla okudum. Kadının listesindekiler ‘’şampuan,saç kremi,duş jeli,saç kurutma makinesi,sabun,sıvı sabun,el kremi,yüz kremi,3 adt el havlusu,banyo havlusu’’ hadi bunlar neyse asıl bomba geliyor, aynı bayan listeye devam...
Derin bir solukla başlanan kimine göre sıkıntılı,kimine göre keyifli, kocaman bir yolculuk hamilelik. Belirli bir yaş sınırını geçtiğinizde bazı şeylerin gerçekten sonuna kadar, tadını çıkara çıkara yaşanması gerektiğini idrak etmiş oluyorsunuz. İşte benim de hayatımda o bazı şeylerden biriydi hamilelik. Farkındalıkla geçirdiğim kocaman 9 ay. Hatta abartmıyorum,doğuma hemen hemen 3 hafta kala,eyvah hamileliğimin son günleri diye iç geçirdiğim de oldu. Elbette bebeğimi sağlıkla bir an önce kucağıma alacağım gün için sabırsızlanıyordum ama hamilelik de başka bir güzeldi. Benden bir parçanın en güvenli yerde olması. Onu hissetmek ve bana yaşattığı haz bambaşka…. Bu işin en keyifli yanı da o minicik bedeni...
Hayatım boyunca hiç bu kadar özgür ve umursamaz gezmemiştim. Ayy kilo aldım mı almadım mı derdi yok,gittiğim herhangi bir yer için özel bir kıyafet giyme çabası yok. Sonuçta artık ben net karnı burnunda bir hamileyim. Benim için herşey mübah. Hayatınız boyunca hiç bu kadar hassasiyet yaşamamışsınızdır. Her yerde önce bize yer verilmesi,yakın eş,dost akrabanın üzerimize titremesi,yolda markette,avm de hem cinslerimizin ya da abla,teyzelerin ‘’ahh kıyamam’’ diyerek bize sevgi ve şevkat dolu bakışları hiç alışık olmadığımız şeyler bu nedenle şımarmamak elde değil doğrusu… sadece bu kadar de değil, bu ay nasıl olduğunu anlamadığim çok farklı duygular içerindeyim. Bebek içimde büyüdükçe,bende yavaş...