page-header

ÖFKEMİ BASTIRMA, KONTROL ET!

Biz, insan olmanın verdiği bir özellik olan duygularımızla doğar, ve tüm hayatımız boyunca duygularımızın yön verdiği şekilde bir yaşam süreriz. Hatta bazen kendimizi ifade etmeye çalıştığımız anlarda ‘’bugün fazla üzüntülüyüm,kaygılıyım…’’ demeyiz. ‘’bugün fazla duygusalım’’ deriz. Aslnda duygular insan yaşamının bir parçası, aynı zamanda her zaman yaşama eşlik eden yaşamın rengidir.

Bu duyguların en tehlikelisi olumsuz olanlarıdır. Korku, kaygı, hayal kırıklığı, yalnızlık ve tabi ki en önüne geçilemez olanı da öfke. Daha doğrusu dengelenemez.

Pedagog Adem Güneş,  Çocuk Eğitiminde Doğru Bilinen Yanlışlar kitabında öfke duygusuna çok güzel değinmiş. Kitabı okuduktan sonra, gözümün önünden önce  kendi annem sonra bir çok anne geçti. Çok diyaloga şahit oldum. Ebeveynler bilmeden şimdiye kadar çocuklardaki öfke duygusunu hep köreltmeye çalışmış, hala günümüzde de örneklerini çok  görüyoruz.  Oysa ki bakın, Pedagog  Adem Güneş’in anlatımıyla ne kadar önemli öfke.

‘’insan içinde taşıdığı öfke sayesinde, kendini sosyal hayatta güvende hisseder.

Öfke sayesinde, onurunu korumaya çalışır.

Öfke sayesinde, namusuna uzatılan ele karşılık verir.

Öfke refleksi kırılmış bir insan ise; pençesi koparılmış şahin gibi korkak ve çaresiz hale gelir.

İşte öfkesi sindirilmiş bir çocuk da kendisine yönelecek tehlikelere karşı, kanatlarını açamaz. Dişlerini ve yumruklarını sıkamaz. ‘’

Bu kadar önemli bir işlevi bulunan öfke, ne yazık ki çocuk terbiyesi sırasında anne-babalar tarafından ‘’saldırgan davranıyor’’ şeklinde tanımlanarak sindirilmeye çalışılıyor.

Ateş her çocuk gibi öfkelendiği zaman tek yaptığım şey ona sarılmak oluyor. ve soruyorum ‘’neden öfkelendin’’ sonra bekliyorum. Bir süre sonra sakinleştiğinde, karşımda büyük bir birey varmış gibi öfkelendiği şeyin ne kadar yersiz olduğunu anlatıyorum. Öfkelenme demiyorum, dengeyi kurmaya çalışıyorum.

Pedagog Adem Güneş’e göre; öfkenin panzehiri vicdan. Öfke terbiyesinde vicdan duygusunun kullanılması hayati önem taşıyor.  4 yaşından itibaren çocukların vicdan mekanizmasını çalıştıracak terbiyeyi vermemiz gerekiyor. Çocukta acıma hissi, zor durumda gördüğü bir dilenciye, engelliye, fakire, yardım etme çabası, kendinden küçük çocuklara şefkatle yaklaşması, hayvan sevgisi, çocukta vicdan duygusunun doğru şekilde geliştirğini gösteren davranışlardır. Tabi bunların oluşması için yine sorumluluk anne ve babanın. Çünkü çocuklar ilk 4 yıl anne babalarını taklit ederek hayatın kuralını öğreniyorlar.

Aşağıya da bir hikaye bırakıyorum. Okuduğumda müthiş hoşuma gitmişti. Ancak bu kadar güzel  anlatılabilirdi. Tabi yine Adem Güneş’in kaleminden….

‘’Babayla oğlu, rengarenk  çiçeklerle bezenmiş, yüksekçe bir dağda geziniyordu. Çocuğun bir an ayağı taşa takıldı ve düştü. canı yanan çocuk. ayağına takılan taşa öfkeyle bağırdı.

‘’ayağıma zarar verdin, çok kötüsün’’

Çocuk birdenbire boşluktan bir ses duydu.

‘’ayağıma zarar verdin, çok kötüsün’’

Çocuk korktu kimdi o bağıran? Neden kendisine böyle sesleniyordu? Çocuk :

‘’sen kimsin’’ karşıdan cevap gecikmeden geldi :

‘’sen kimsin’’

Çocuk kayalıkların arkasına gizlenmiş ve ortaya çıkmaya korkan biri olduğunu düşündü. Sesin sahibine öfkeyle yeniden seslendi :

‘’korkaksın, öyle olmasan saklanmazsın, çık ortaya haydi’’

Karşıdaki ses pes edecek gibi değildi :

‘’korkaksın, öyle olmasan saklanmazsın, çık ortaya haydi’’

Olanlara anlam veremeyen çocuk korku ve şaşkınlıkla babasına doğru döndü :

‘’baba kim bu? Neden bana bağırıp hakaret ediyor?’’

Baba gayet sakin bir tebessümle, sesin geldiği yöne doğru başını çevirdi :

‘’SENİ ÇOK SEVİYORUUUMMM’’ diye bağırdı.

Karşı taraftan aynı şekilde karşılık geldi :

‘’SENİ ÇOK SEVİYORUUUMMM’’

Çocuk şaşırdı

‘’o kişi neden bana kötü söz söylüyor da sana ‘seni seviyorum’ diyor?

Baba gülümseyerek cevap verdi :

‘’Buna yankı denir oğlum. Sen ne söylersen ondan aynı karşılığı alırsın. Güzel şeyler söylersen güzellikleri, kötü şeyler söylersen de çirkinkinlikleri duyarsın.’’

Onların öfke duygularını bastırmadan, bunu dengede tutmayı ancak biz ebeveynler öğretebiliriz. Çünkü,  çocuklar anne babanın yankısıdır. Biz anne babalar çocuklarımıza nasıl seslenirsek, çocuklarda bize aynı karşılığı verir.

Sevgiyle