01.08.2017
Gece saat 00:05 başını usulca omuzuma yasladın. Elini de kalbime koydun. Ağırlaşmış göz kapaklarının arasından bana bakan bir çift göz. Ve dudaklarından dökülen orta tını ‘’anne’’ Beni gecenin mavisine hapsettin… saçlarını kokladım sonra,ılık meltemler gibi mis, aynı okyanus gibi özgür ve gür. Sen benim çocukluğum,sen benim ergenliğim,sen benim yaşamaya doyamadığım 30’lu yıllarım,kimi zaman acım,kimi zaman mutluluğum,kimi zaman umudumsun… varolan tüm duygularımın yeniden doğuşusun. Çekme elini kalbimden çocuk, çekme o dik başını göğsümden. Çalsın siren,dursun zaman ve ben dökeyim kaleme ne varsa bu yolda seni… ve radyoda bir ninni;
Çamlıbelden çıktım yayan
Dayan dizlerim de dayan
Emmim atlı ben de yayan
Nenni de nenni nenni de bebek
Bebeğin beşiği bakır
Yerinden kalkmıyor ağır
Ben sallarım tıngır mıngır
Nenni de nenni de nenni de bebek….
Ben hikayesi olan herşeyi severim. Hikayesi olan herşey kıymetlidir,doludur,eskimez,keyif verir. Bu ninninde bir hikayesi var.
Seferberlik ilan edilir. Bayburtlular yerlerini yurtlarını terketmek zorunda kalırlar. Osmanlı zamanında Şam’da, yemen’de,Fizan’da askerkerimiz var. seferberlikten kısa bir süre önce asker olan Bayburtlu bir delikanlı Şam’a gider. Bu arada hanımı hamiledir. Aynı zamanda hanımı amcasının kızıdır. İç Anadolu’ya göç eden Bayburtlular tekrar Bayburt’a dönmek için yola koyulurlar. Dönüş sevinci bayram havasındadır. Bu arada delikanlının hanımı doğum yapar. Doğumdan sonra kayınvalide,kayınpeder,gelin ve beşiğe konuşan bebek yola koyulurlar. Bayburt’a dönüş bebekle ayrı bir mutluluktur. Sıkıntılı geçen yolculukta kayınvalide vefat eder ,yolda bir yere defnedilir. Dönüş sevincinin yerini acı ve gözyaşı almıştır. Tekrar yola koyulurlar. Kayınpeder olan amca önde gelin ve beşiği deveye bağlanan bebek arkada yola devam edilir. Çamlıbel’e varırlar,sık çamların arasında yürümek zorunda kalırlar. Bu esnada bebeğin beşiği çam ağacına takılır. Gelin kayınpederine söyleyemez. Çünkü kayınpeder amca çok sert bir adamdır. Örf ve adetlerine bağlıdır. Bayburt adetinde eskiden gelinler kayınpederler ve büyüklerinin yanında konuşmazlarmış. Gelin de korku ve saygıdan bir türlü çocuğunun dalda takılı kaldığını söyleyemez. Bir süre sonra mola verirler. Kayınpeder devenin yanına gelir, bakar beşik de yok,bebek de. Geline sorar gelinde konuşamadığı için işaretlerle beşiğin ağaca takılı kaldığını anlatır. Geriye dönerler beşiği bulurlar fakat bebeği bulamazlar. İçin için yanar yürekleri,anne kahrolur bu beyit ve koşmayı söyler. Yanan ana yüreğiyle…
Anonim (alıntıdır)
Acı bir hikayesi var ninninin ama bu ninniyi sende en az benim kadar sevdin çocuk. Gözlerimin içinde kayboldun en güzel rüyalara. Ve hep kokumla yaşa…