Hikayesi olan insanları severim ben. İyi ya da kötü bir hikayesi varsa, bana göre doludur o insan. Örnek olur, ders alınır. Aynı Canan Tan’ın ‘’kelepçe’’ kitabındaki Beyza gibi, Sultan gibi, İlknur gibi, Gonca gibi, Yeter gibi… kimi hırsızlıktan, kimi uyuşturucudan, bir kısmı da cinayetten hüküm giyiyor. Erkekler kadınları planlı bir şekilde öldürürken ‘’namusumu temizledim, töre cinayeti, gözünün üzerinde kaşın var..’’ kadınlarsa genelde bıçak kemiğe dayanmadan cinayet işlemiyor. Ya dayak yediğinden, ya fuhuşa zorlandığından, ya da tecavüzden kaçmak için.
Ülkemde iyi halli tecavüzcü, tahrik eden kadınlar olmuş. Ve müebbet verilmiş. Bazılarımıza yargı değil, kocalar müebbet vermiş. Kişi kendinden bilir işi diye boşuna denmemiş. Kim bilir kaç koca katili anne var parmaklıklar ardında.
İstediğinizi yapın, yürüyüşler düzenlensin. Hem cinslerimiz için avazı çıkrığı kadar bağıralım. Kadın arkada aynı acının daha fazlasını yaşıyor olacak. Çünkü bir kadın ancak evladı olduğunda sükutu öğreniyor. Ve ne olursa olsun susuyor. Meslek edinmiş kadınlar belki daha şanslı olabilir. Ama meslek sahibi olmayan ve baskıcı bir aileden çıkan kadınlar için aynı şeyi söyleyemem.
Şöyle oluyor ki; kadın ya bir heves ya da aile baskısından kaçmak için, ya da severek, isteyerek evleniyor. Evliliğe dair ne hayaller kuruluyor. İlk zamanlar tanımaya çalışırken çıkan çatışmalar bastırılıyor. Bir şeyler üzerini örtüyor. Ama zamanla birliktelik alışkanlığa dönüşüyor. Bazı acılar yaşansa da görmezden geliniyor. Sonra en vahimi gerçekleşiyor. İsteyerek ya da istemeyerek bir bebek sahibi olunuyor. İlk birkaç ay erkek, baba oldum coşkusuyla avunuyor ama çocuk yaş olmaya başlayınca, baba kadını avutmaya başlıyor. Hani kadın evin dişi kuşu ya, dayanıyor. Ne için anne olduğu için, kadın olduğu için. Özgürlük sadece insanın ruhunda bence. Bu kural siz avukat olsanız da, doktor olsanız da, yönetici olsanız da, ev hanımı olsanız da asla değişmez.
Erkeğin boyunduruğu altında yaşayan, söz dinleyen, yeri geldiğinde yerden yere vurulan, Yıllarca yaşadığı esaretin travmasını atlatamamış, intikam peşinde kaybettiği yılların acısını çıkarmak istercesine ya katlediyor, ya terk ediyor ya da susuyor ‘’KADIN’’
Kimse çırpınmasın, şiddet gören kadın, şiddet görmeye devam edecek. Bunu şu an değiştiremezsiniz. Ama gelecek için daha iyi bireyler yetiştirebilirsiniz. Geçmişten bu güne kadına meslek edindirilmişse, eminim bugünden geleceğe neler verilmez. Hem erkek, hem kadın güçlü bir toplumu ancak sorumluluk bilinci yüksek ebeveynler ve onların sevgiyle yetişen çocukları oluşturur. Unutma
SEVGİYLE…