OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMUNU NASIL SEÇMELİYİZ?

‘’Eğitim ve Öğretim’’  var olduğundan bu yana hep birlikte kullanılıyor. Ve insanlar bu iki kavramı çoğu zaman karıştırıyor. Aradaki farkların bilinmesi ve kavram kargaşasının ortadan kalkması için öncelikle eğitim ve öğrenimin tanımını yapmamız gerekiyor.

Öğretim;  eğitimin okullarda planlı programlı yapılan kısmıdır. Öğretim, belirlenmiş olan müfredatı öğrenmek ve bu aşamadan sonra da uzmanlık kazanmak anlamında kullanılır.

Eğitim; istenilen bir davranışı geliştirme, pekiştirme sürecidir, bireyi kültürleme sürecidir, ya da insan davranışlarında bilgi, beceri, anlayış, ilgi, karakter ve önemli sayılan kişilik nitelikleri yönünden belli değişmeler sağlamak amacıyla yürütülen düzenli etkileşimdir.

Eğitim doğumla başlar ve hayat boyu devam eder. Ve UZMANLARA GÖRE; Hayat boyu sürecek öğrenmenin temelleri ise ilk 6 yılda, yani erken çocukluk döneminde atılır. Erken çocukluk dönemi elbette önce ailede başlar. Aileden sonra OKUL ÖNCESİ  EĞİTİM KURUMLARI çocuğu toplumsal yaşama hazırlamada aileyi destekler. Özellikle bizler gibi çalışan anne babalar,  çocuklarını kendilerinden sonra öğretime,  hayata hazırlayabilecek olan ve  çocuğun sosyal, duygusal, bilimsel gelişimlerini en sağlıklı şekilde geçirmesini, kendini ifade eden, yaratıcı yönlerini ve becerilerini ortaya koyan birey olarak yetişmesini sağlayan ve  aileyi okul öncesi eğitimi konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan eğitim kurumlarıdır.

Dünyada çocuk haklarını savunmayı amaçlayan, bu doğrultuda hükümetler ile çalışmalar yapan UNİCEF, okul öncesi eğitim kurumlarını ‘’yaşama en iyi başlangıç yeri’’ olarak görüyor.

 

Okul öncesi eğitim dendiğinde ‘’eğitim’’ akademik bir bilgi gibi algılanıyor. Anaokulu ya da kreşler  çocuklara bir şeyler öğretme amacıyla yoğun ve uzun saatler branş derslerinin ve kitap çalışmalarının yapıldığı, bilgi yükleme yeri değildir. Anaokulu ya da kreşler çocukların potansiyelinin ortaya çıkartıldığı, yaş gruplarına uygun oyunlarla gelişimlerinin desteklendiği ve mutlu oldukları bir kurumdur. Buna istinaden de seçeceğiniz okulun sadece hijyenini, çocuğun  enerjisini atabileceği herhangi bir bahçesinin ya da salonunun olup olmadığını, çocuğunuzun gelişiminde  önemli faktör olan beslenmede yeterli olup olmadığını göz önünde bulundurmanızdır.  Diğer hatta en  önemli detayda öğretmendir. Okulun fiziki şartları dışında, hatta uygulanan programı ne kadar iyi olursa olsun. Önemli olan anne kucağından sonra, çocuğun gelişimini doğru takip edecek, sevgi dolu, çocuğa şefkatle yaklaşıp, bir anne gibi çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak, bir nevi eğitimin kalitesini  belirleyen,  doğru  öğretmendir.

Bir anne olarak, şimdiye kadar inandığım tek şey oğlumun duyguları oldu. İlla ki her çocuğun yaşadığını yaşadı. Bende her ebeveyn gibi ilk başlarda zorluk çektim. 4 yılın ardından bir anda başka bir ortama ve başka birilerine güven duyması  güç. Zaman alıyor ama bu zaman doğru yönlendirildiğiniz de hem çocuk için hem de ebeveyn için daha sağlıklı ve hızlı ilerliyor. Tam olarak bir hafta ağladık.  Ama ortama alışmasını sevmesini sağlayan yine öğretmendi. Aksi olsaydı, çocuğun okula alışması daha sancılı bir süreç olacaktı. Psikolojik olarak etkilenecekti. Okul öncesi eğitimde çocuğun psikolojisini kesinlikle ciddiye alın. Tüm okul hayatını etkileyebilir. Sabahları uyku tatlı geldiğinde, kalkmamak için bazen okula gitmek istemiyorum dese de, okulu gördüğünde içeriye koşarak gidiyor ve eve mutlu dönüyorsa, benim için yeterli. Sonuç olarak; en doğru seçimi çocukların yüzündeki tebessüm belirliyor.

Sevgiyle