HAYAL

Herkes gibi hayal kurmayı hep sevdim. Başarılı bir mezuniyet hayali , güzel bir iş hayali, evleneceğim günün hayali ve bir çocuk hayali… Sahi  eskiden kurduğum hayalleri  düşünüyorum da, yüzümde bir tebessüm oluşuyor.  Orta yaşlardayım, elbette hala hayal kuruyorum. Fakat hatırlıyorum da çocukluk zamanlarında kurduğum hayaller ne kadar masummuş. Aramızda kalsın, gece uyumadan önce mutlaka hayal kurardım. Hayallerle uykuya dalardım.  Albert Einstein ‘’mantık sizi A noktasından B noktasına götürür, hayal gücü ise her yere’’ diyor. Ne kadar doğru.

Birilerine hayallerimi hiç anlatamadım. Çünkü biz insanoğlu kendimizi hep küçümseriz. Hayallerimizi de küçümseriz. Belki de küçümsenmekten korktum. Benim hayallerime ortak yoktu. Ama ben çocukların hayallerine ortak olunsun istiyorum. Çocuğun yaptıklarını eleştirmek yerine, iyi yaptıklarını övmek ona yaratıcı oyunlardan zevk alma ve performans kaygısı  yaşamadan hayal etme cesareti verecektir. Bu nedenle  çocuklar için hayal dünyası çok önemli. Hayal gücü ve yaratıcılığın ortaya çıkışı oyun gelişimi ile parelel olarak ilerliyor. Hayali oyunlar çocuğun sizi taklit etmesiyle başlar. Tabi ki ebeveyn olarak bunu teşvik etmek ve çocuğun hayal dünyasını desteklemek gerek. Mesela biz neler yaptık?  İlk aklıma gelen, ben sürekli  boyama kitaplarının kullanımına karşıyım. Çocuk kendi hayal dünyasını geliştiremediğine inanıyorum. Gelişmeyen hayal dünyası demek, gelişmeyen yaratıcılık demek. Kesinlikle düz bir kağıt üzerinde bol bol resim yapmasını sağlıyorum. Ayrıca etkinlik zorunluluğum asla olmadı. Bazen sosyal ağlardan görüyorum, moda haline gelen blogger annelerin çırpınırcasına çocuğu yarış gibi görmesine karşıyım. Sürekli etkinlik yaparak çocuğa çok şey kazandırılacağını düşünmüyorum. Elbette olmalı onun hoşuna gidecek, gelişimini destekleyecek bir takım etkinlikler yapılabilir. Ama her gün bir tane yaptırayım da hızlı gelişsin öğrensin peşine düşmeyin. Çocukla birlikte geçirdiğiniz, oyun oynadığınız her vakit zaten çocuk bir çok şey öğrenmiş oluyor. Mesela bol bol kitap okuyun ona, okuduğunuz kitapları canlandırın ve onun da size yardım etmesini isteyin. Neden Peter Pan  Ateş’in düşlerine gelmesin. Ateş’i alıp Kızılderelilerin kayıp kızını aramaya o ıssız adaya  gitmesinler. Bundan inanılmaz mutlu oluyor. Ve süre sonra kendisi hayal etmeye başlıyor. Bana bazen hadi gel anne ben tiyatro oynuyorum, sende izleyici ol diyor. Sadece kitap da değil elbet, mesela ben Ateş’e bebekliğinden beri bir arkadaş kazandırıyorum. Uyku arkadaşı vardı. sonra da bir oyun arkadaşı oldu. onun sevdiği bir oyuncağı onunla konuşturuyorum. Onun zihninde bir oyunu canlandırmasına böyle yardımcı oluyorum. Oyuncaklarla oynadığımızda mutlaka yaşatmaya çalışıyorum. ve mutlaka hep bir hikaye oluyor. Arabalar yağmurlu bir günde kaza yapıyor. Onların imdadına hemen ambulans, polis arabası ve yetişiyor. Ambulanstan bir doktor iniyor,o sırada doktor setini çıkarıyoruz. Ve hemen doktor olaya müdahale ediyor…  gibi hikayeler. Oyun oynamak ciddi bir iştir. Çocuğun hayal dünyasına girmek de sanıldığının aksine çok kolaydır. Başka bir önerim daha müzik ve dans. Kesinlikle birlikte müzik dinleyip dans edin. Televizyon izlerken bile ona eşlik ederek çizgi filme yorum yapın ve ondan da yorum isteyin. Gece uyumadan önce kitap sonrası, ona hayallerini sorun, sohpet edin. Büyük bir dünyanın içine alın onu, korkmayın çocuğunuz hayal kursun çünkü ‘’Büyük işler büyük hayaller kurma özelliğine sahip insanlarca başarılmıştır’’ William Rusell…

Sevgiyle