EYLÜL

Sizin de var mıdır geçiş ayınız. Size uğurlu gelen ya da uğursuz gelen bir ay,bir gün… Benim Eylül’üm var. Eylül ayı benim hayatım boyunca bana sürpriz yaptı. Bazen iyi, bazen kötü, bazen kazandım, bazen kaybettim ben eylül’de…  Hayatıma girenlerde eylül de girdi, Çıkanlar da eylül de çıktı. Bu kadar tesadüf olur mu demeyin,oldu. Severim ben eylül’ü her yıl merakla beklerim. Bakalım bana ne getiricek diye. Şöyle özetlemek gerekirse; şimdiye kadar hangi işe girdiysem hemen hemen hepsi Eylül’de denk geldi. Fakat çıkışım da öyleydi. Eylül de araba aldım, Eylül de gitmediğim bir yere seyahat ettim. Ben bir Ağustos tanıdım hayatıma giren adamı,ama Eylül de aşık oldum. Benim yarım,sığınağım,dayanağım,en yüreklim, kendimi çocuk hissettiğim tek omuzun sahibi,kıymetlim annemin hastalık haberini aldığımda bir eylüldü. Annemden sonra eşimin hastalık haberini aldığım ay yine Eylüldü. Dostum dediğim insanlar hayatıma bir Eylül de girdi. İnanılmaz ki hayatımdan çıkardığımda yine eylül’dü.

Bana en büyük sürprizi 2014 Eylül’ü yapmış oldu. Düşündüm de inanılır gibi değil. Nasıl olur da hepsi bir aya denk gelir. Oğlumu, parçamı, en değerlimi kucakladığımda Eylül’dü. Aralara takılan ufak tefek detayları yazmıyorum. Ne hoştur, üzerine şiirler bile yazılan Eylüülll…

Bitenin başlayana dokunduğu yerdir eylül…

Onun için yanık yanık tütsü kokar,
Onun için değdiği yeri kanatır.
Eylülde aşk,eylülde acı,eylülde yalnızlık zordur,
eylülde herşey zordur,ben eylülü onun için severim.
Eylül ışıklarında çırılçıplak ruhlar yıkanır
Herkes herşeye kapısını aralar ‘bir aşk oluverir aşinalık’.
Ölüm kıvırcık saçlarını hayatın göğsüne dokundurur.
Aşkı ve ölümü ben hep bu ayda beklerim.
Nasıl da mahsun ve nasıl da tehditkardır.
Ben eylülde bütün aşklardan ve ve kadınlardan korkarım…

Ben her yıl eylülün çıplak ayaklarına bir yazı adarım.
Ve ben eylüle akarım
Bir hüzün gibi akarım ben eylüle,
kanayan bir aşk gibi akarım,
Siyah şallara bürünmüş bir genç ölüm gibi akarım…

AHMET ALTAN